Ergenlik Nedir? Nasıl İlişki Kurulmalıdır?
Ergenlik, çocukluk ile yetişkinlik arasındaki geçişi ifade eden, bireyin hem fiziksel hem de psikolojik açıdan önemli dönüşümler yaşadığı bir evredir. Bu dönem, gençler ve aileleri için endişe kaynağı olabilmekte ve en dikkat çekici yönü, belirgin fiziksel değişiklikler ile aile ve arkadaş çevresindeki ilişkilerde yaşanan dönüşümlerdir. Ergen, bu dönemde kendisini ve çevresini yeniden keşfetme sürecine girer. Bu evre, kişisel ilgi alanlarının ve beklentilerin netleştiği, kendini tanıma, ihtiyaçlarını anlama, değişikliklere adapte olabilme, sosyal ilişkileri idare edebilme ve bağımsızlık kazanma gibi temel karakteristiklerle tanımlanır.
Ergenlik Dönemi Evreleri
Ergenlik süreci, genellikle üç aşamaya ayrılır: erken ergenlik, orta ergenlik ve ileri ergenlik. Her biri, yaş gruplarına göre farklı özellikler ve gelişim dinamikleri içerir:
Erken Ergenlik Dönemi (9-13 Yaş)
Bu dönem, çocukların hızlı büyüme atağı yaşadıkları ve bedensel değişikliklerin hız kazandığı bir evredir. Kızlarda göğüs gelişimi, erkeklerde ise testislerin büyümesi gibi cinsiyete özgü değişiklikler başlar. Bu bedensel değişimler, gençlerde merak ve endişe hissini tetikleyebilir. Cinsel kimlikle ilgili sorular bu dönemde sıkça gündeme gelir. Kendi görünümleri ve başkaları tarafından nasıl görüldükleri, gençler için büyük bir önem taşır. Egosantrik düşünce yapısıyla, olayları kendi perspektiflerinden değerlendirme eğilimindedirler. Mahremiyete olan duyarlılık artar ve daha fazla yalnız vakit geçirme ihtiyacı hissedilir.
Orta Ergenlik Dönemi (14-16 Yaş)
Bu evre, bedensel ve hormonal değişimlerin devam ettiği ve daha da belirginleştiği yaşlardır. Kızların sesi incelirken, erkeklerin sesi kalınlaşmaya başlar. Hormonlarla ilişkili olarak akne gibi cilt problemleri ortaya çıkabilir. Romantik ilişkilere ve cinsellikle ilgili sorulara ilgi bu dönemde artar, mastürbasyon gibi davranışlar yaygınlaşır. Görünüşlerine önem verirler, ayna karşısında uzun vakitler geçirebilirler. Soyut düşünme yeteneği gelişmeye başlar. Karar verme süreçleri, frontal lobun gelişimi nedeniyle henüz tam olgunlaşmamıştır. Risk alma davranışları, bu dönemin karakteristik özelliklerindendir ve bu davranışlar, beyin gelişimi tamamlandıkça azalma eğilimi gösterir.
İleri Ergenlik Dönemi (17-20+ Yaş)
Fiziksel gelişimin büyük ölçüde tamamlandığı, bazı bireylerde 20’li yaşların ortalarına kadar devam edebilen bir gelişim aşamasıdır. Bu evrede gençler, riskli davranışları daha objektif bir şekilde değerlendirme yeteneğine sahip olur ve sorumluluk alma bilinci gelişir. Kendi ilgi alanlarını ve yeteneklerini tanıma, sağlıklı bir kimlik geliştirme süreci içindedirler. Romantik ilişkiler daha ciddi ve istikrarlı bir hal alır ve aile bireylerinden duygusal bağımsızlık kazanma süreci yaşanır.
Ergenlik Dönemi Belirtileri Nelerdir?
Ergenlik, 9 ile 16 yaş aralığında başlayarak çocukluktan yetişkinliğe geçişi işaret eden, fiziksel, duygusal ve davranışsal birçok değişikliği beraberinde getiren bir dönemdir. Bu evrede, hormonların neden olduğu bedensel değişimler ilk olarak dikkat çeker ve bu değişimler gençlerin duygusal durumlarını ve davranışlarını da derinden etkiler. Ergenler, bu süreçte kendilerine daha fazla odaklanabilir, yalnız zaman geçirme ihtiyacı hissedebilir. Özgürlük arzusu ve bireyselleşme çabası, sağlıklı bir kimlik gelişiminin işaretleri olarak görülür. Ergenlik, her ne kadar doğal bir geçiş dönemi olsa da, gençler bu sürece farklı tepkiler verebilir. Bazıları için daha sorunsuz bir adaptasyon süreci olabilirken, diğerleri için duygusal dalgalanmalar, öfke patlamaları, saldırgan davranışlar ya da riskli eylemlerle dolu bir dönem olabilir.
Ergenlik Döneminde Gözlenen Fiziksel Değişimler
Ergenlik sürecinde fiziksel ve hormonal değişiklikler, gençlik yıllarının başından 20’li yaşların başlarına kadar sürebilir ve bu değişimler kızlar ile erkekler arasında farklı şekillerde ortaya çıkar. Tipik olarak, kızlar bu fiziksel değişiklikleri erkeklerden daha erken yaşlarda başlarlar. Kızlardaki değişimler, östrojen hormonunun artmasıyla ilişkilidir ve göğüslerin büyümesi, menstruasyonun başlaması, kalçaların genişlemesi, vücutta kıllanma, sivilce oluşumu, boyda uzama ve vücutta yağ oranının artması gibi özelliklerle kendini gösterir. Erkeklerde ise, testosteron hormonunun artışıyla omuz ve göğüs bölgesinde genişleme, boyda uzama, sesin kalınlaşması, yüzde, göğüs, kol ve bacaklarda kıllanma, genital bölgenin gelişimi ve ilk ereksiyon gibi belirgin fiziksel değişiklikler gözlemlenir.
Ergenlik Döneminde En Sık Karşılaşılan Sorunlar Nelerdir?
Ergenlik dönemi, bir bireyin yaşamındaki fiziksel değişimlerin yanı sıra, bu değişimlerin getirdiği çeşitli zorlukları da beraberinde getirir. Bedenin değişimi, beden algısının da yeniden şekillenmesine yol açar. Özellikle vücutta artan kıllanma ve yağlanma, birçok gencin, özellikle de yüzde sivilce ve akne problemleriyle karşı karşıya kalmasına sebep olur. Bu durum, fiziksel görünümle ilgili özgüven eksikliğine yol açabilir.
Vücuttaki yağ oranındaki artış, kilo sorunlarına neden olabilir. Bu, aşırı kilo alımı (obezite) ya da aşırı kilo kaybı (anoreksiya nevroza gibi yeme bozuklukları) şeklinde önemli sağlık sorunlarına dönüşebilir. Toplumun idealize ettiği beden imajı, kız ergenler arasında zayıflama arzusunu; erkek ergenlerde ise kas yapma ve çeşitli takviyelerle vücut geliştirmeye yönelik eğilimleri artırabilir.
Ergenliğe erken ya da geç girmek, sadece fiziksel değil, psikolojik açıdan da gençleri etkileyebilir. Erken ergenlikte, bedensel ve hormonal değişimler korkutucu olabilir ve özellikle kız çocuklarında utanç ve endişe gibi duygulara yol açabilir. Ergenliğe geç giren gençler ise kendilerini akranlarıyla kıyaslayabilir ve bu durum, onların duygusal olarak zarar görmelerine neden olabilir. Ses ve vücuttaki değişiklikler, gençlerin özgüven sorunları yaşamasına neden olabilir, özellikle de bu geçiş döneminde.
Ergenlik Dönemiyle İlgili Gençlere Öneriler
Ergenlik, bedensel ve duygusal değişimlerin yoğun yaşandığı bir dönemdir ve bu değişikliklere ayak uydurmak gençler için zorlayıcı olabilir. Fiziksel değişikliklere yönelik eleştiriler ve akran baskısı gibi sorunlar, sıkça karşılaşılan zorluklar arasındadır. Kendi benzersiz özelliklerini ve kuvvetli yönlerini keşfetmek, bu zorluklarla başa çıkmanın önemli bir parçasıdır. Kişinin, kendini iyi hissettiği ve başarılı olduğu alanlara odaklanması, yeni hobiler edinmesi özgüvenini artırabilir.
Ergenlikte ilgi alanları ve ihtiyaçlar sıkça değişkenlik gösterebilir. Gruplara dahil olma ve ait olma hissi, gençler için önemlidir. Bu dönemde yaşanan sosyal zorluklar ve hüsranlar, gençleri sosyal medya gibi sanal ortamlara daha fazla yöneltebilir. Gerçek ve idealize edilen benlik arasındaki fark arttıkça, sosyal çevreden çekilme eğilimi artabilir.
Bu sürecin geçici bir evre olduğunu anlamak, farklı ilgi alanlarını keşfetmek ve akademik beklentilerle başa çıkabilmek için kendini tanımak önemlidir. Cinsellik ve riskli davranışlar hakkında doğru bilgilendirilmek, sosyal medyada zararlı paylaşımlardan kaçınmak, bireyin kendine ve özsaygısına zarar vermemesi için kritik adımlardır.
Sanat ve spor gibi aktivitelere yönelmek, fiziksel ve zihinsel sağlığı destekler. Güçlü yanları ve ilgi alanlarını tanımanın yanı sıra, destekleyici bir sosyal çevrenin bulunması, gençlerin bu dönemi daha sağlıklı geçirmelerine yardımcı olur. Aile ile iletişim, bu dönemde yaşanan çatışmaların üstesinden gelinmesinde önemli bir role sahiptir. Gençlerin, aileleriyle duygularını ve ihtiyaçlarını paylaşmaları, aile bağlarını güçlendirir ve güven duygusunu artırır.
Kişisel sınırların korunması ve “hayır” diyebilmek, kendini güvende hissetmenin önemli yollarındandır. Bu, başkalarının genç bireye olan yaklaşımlarını ve değerlendirmelerini de etkileyebilir.
İzmir Psikolog ve Terapi Merkezi