Erteleme Hastalığı Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri
“Erteleme Hastalığı” ya da bilimsel adıyla “Procrastination”, bireylerin yapmaları gereken işleri ertelemeleri, bu işleri yapmak konusunda isteksizlik göstermeleri ya da sürekli olarak bu işleri ileri bir tarihe atma eğilimlerini ifade eder. Bu durum, işe başlamadan önce farklı faaliyetlerde bulunma, işleri son ana kadar erteleyerek zaman baskısı altında çalışma, kasıtlı olarak yapılması gereken işlere sırt çevirme ya da işleri yavaş yavaş yapma gibi çeşitli biçimlerde ortaya çıkabilir. Toplumda oldukça yaygın olarak gözlemlenen bu durum, hem bireysel hem de sosyal açıdan çeşitli sorunlara yol açabilir.
Erteleme alışkanlığına sahip kişiler, genellikle yapılması gereken işlerin önemini anladıkları halde, çeşitli bahaneler üreterek ya da alternatif uğraşlar bularak bu görevleri ertelemeyi tercih ederler. Bu davranış biçimi, zaman yönetimi sorunlarına ve son teslim tarihlerine yetişememe gibi zorluklara yol açabilir. Ayrıca, bu süreçte artan stres ve kaygı seviyeleri, bireyin iş ve okul performansını olumsuz etkileyebilir. Uzun vadede, bu durum kişinin kariyer gelişimi ve akademik başarısı üzerinde de olumsuz etkiler yaratabilir.
Erteleme hastalığının sosyal boyutu da göz ardı edilmemelidir. İşleri sürekli erteleyen bireyler, sosyal ilişkilerinde de benzer sorunlar yaşayabilirler. Önemli toplantılar, sosyal etkinlikler veya kişisel sorumluluklar ertelendiğinde, bu durum kişinin sosyal çevresiyle ilişkilerini zedeleyebilir ve güven sorunlarına yol açabilir. Ayrıca, erteleme alışkanlığına sahip bireyler, genellikle kendilerini yetersiz ve başarısız hissedebilirler, bu da özgüven eksikliği ve düşük özsaygıya neden olabilir.
Erteleme Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
Erteleme hastalığı, yani bilimsel adıyla procrastination, bireylerin günlük yaşamlarını etkili bir biçimde yönetmelerini zorlaştıran, kişisel, akademik ve profesyonel alanlarda çeşitli sorunlara neden olabilen bir durumdur. Bu durumun belirtileri, kişiden kişiye ve yaşam durumlarına göre değişiklik gösterebilir ve kişinin genel yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Erteleme hastalığının temel semptomları şu şekilde sıralanabilir:
- Sürekli erteleme alışkanlığı: Birey, yapılması gereken işleri sürekli olarak daha sonraki bir zamana ertelemeye eğilim gösterir. Bu, özellikle önemli kararlar alınması veya önemli görevlerin yerine getirilmesi gereken durumlarda belirginleşir.
- Kararsızlık: Karar verme süreçlerinde zorlanma ve sürekli olarak karar değiştirme eğilimi, erteleme hastalığının tipik bir belirtisidir.
- Mazeret Üretme: Erteleyen bireyler, görevleri yerine getirmemek için çeşitli bahaneler ve mazeretler üretir. Bu bahaneler, genellikle gerçekçi olmaktan uzaktır ve bireyin görevlerini ertelemesini meşrulaştırır.
- Stres ve Kaygı: Yapılacak işlerin birikmesi ve son teslim tarihlerinin yaklaşması, artan stres ve kaygı seviyelerine neden olur. Bu duygusal durum, bireyin performansını ve sağlığını olumsuz etkileyebilir.
- İşlerin Uzun Süre Yapılmaması: Görevlerin ve sorumlulukların sürekli olarak ertelenmesi, işlerin uzun süre tamamlanmamasına yol açar.
- Son Dakika Baskısı: Görevlerin son ana kadar ertelenmesi, son dakika baskısı altında çalışma gerekliliğine neden olur. Bu, genellikle kalitesiz ve aceleye getirilmiş işlerin ortaya çıkmasına yol açar.
- Motivasyon Eksikliği: Erteleyen bireyler, görevleri yerine getirme konusunda genellikle düşük motivasyona sahiptir. Bu durum, işlerin tamamlanmasını daha da zorlaştırır.
- Yüzeysel Çalışma: Görevlere yeterince zaman ayırmamak ve son dakikada yapmak, genellikle yüzeysel ve eksik çalışmalara neden olur.
Erteleme hastalığı, kişinin hem profesyonel hem de kişisel yaşamını derinden etkileyebilir ve ciddiye alınması gereken bir durumdur. Bu semptomlarla başa çıkmak için zaman yönetimi, motivasyon artırma teknikleri ve profesyonel destek almak önemlidir. Bu alışkanlığın üstesinden gelmek, bireyin yaşam kalitesini ve genel verimliliğini önemli ölçüde artırabilir.
Erteleme Hastalığı Kimlerde Görülür?
Erteleme hastalığı, her yaş ve cinsiyetten bireylerde görülebilen, ancak bazı özelliklere sahip kişilerde daha yaygın olarak ortaya çıkan bir durumdur. Bu alışkanlık, özellikle organizasyon ve zaman yönetimi becerileri zayıf olan, hedeflerini belirlemede ve bu hedeflere ulaşmada zorluk çeken, motivasyon eksikliği yaşayan bireylerde daha sık rastlanır. Ayrıca, düşük özsaygı, yüksek stres ve kaygı düzeyleri gibi psikolojik faktörler de erteleme eğilimini artırabilir.
Bireylerin organizasyon becerilerinin zayıflığı, planlama ve önceliklendirme konusunda güçlükler yaşamalarına yol açabilir. Bu durum, görevleri ve sorumlulukları sistematik bir şekilde yönetmekte zorlanmalarına ve sonuç olarak erteleme davranışına yol açabilir. Zaman yönetimi konusundaki zorluklar, bireyin gün içindeki faaliyetlerini etkili bir şekilde planlayamaması ve zamanını verimli kullanamaması anlamına gelir, bu da ertelenen görevlerin birikmesine ve son dakika stresine neden olabilir.
Hedefler konusunda net olmamak, bireyin neye odaklanacağını ve hangi adımları atması gerektiğini bilmemesine yol açar. Bu belirsizlik, görevlerin ertelenmesine ve motivasyon eksikliğine neden olabilir. Motivasyon eksikliği, bireyin görevlere başlamasını veya bu görevleri tamamlamasını engelleyen önemli bir faktördür.
Düşük özsaygı, stres ve kaygı gibi psikolojik faktörler de erteleme davranışını etkileyebilir. Düşük özsaygıya sahip bireyler, başarısız olma korkusuyla harekete geçmekten çekinebilirler. Stres ve kaygı, bireyin görevlere odaklanmasını ve verimli çalışmasını engelleyebilir, bu da erteleme davranışına yol açar.
Teknolojik gelişmeler ve sürekli bildirimler, sosyal medya ve diğer dikkat dağıtıcı unsurlar da erteleme davranışını körükleyebilir. Teknolojinin getirdiği bu unsurlar, bireyin dikkatini dağıtarak görevlere odaklanmasını zorlaştırır ve böylece erteleme davranışını daha da artırabilir.
Kronik Erteleme Nasıl Oluşur?
Kronik erteleme, sürekli olarak görev ve sorumlulukları erteleyen, bu alışkanlık nedeniyle sürekli stres ve sıkıntı yaşayan kişilerde ortaya çıkan ciddi bir sorundur. Bu durumun sürekli tekrarlanması, kişinin günlük yaşamını ve genel refahını olumsuz yönde etkileyebilir. Çoğu zaman, kronik erteleme alışkanlığının kökeni çocukluk dönemine ve aile dinamiklerine dayanır.
Özellikle otoriter ebeveyn tutumlarına sahip ailelerde büyüyen çocuklar, sıkı kuralların ve bu kurallara uyma baskısının etkisinde kalabilirler. Bu tür bir yetiştirilme tarzı, çocukların sürekli eleştiri altında hissetmelerine ve mükemmellik beklentisiyle karşı karşıya kalmalarına neden olabilir. Koşullu sevgi ve ilgi gösteren ebeveynlerin çocukları da benzer şekilde etkilenebilir. Bu durumda çocuklar, ebeveynlerinin beklentilerini karşılamak ve onların onayını kazanmak için sürekli bir çaba içinde olabilirler.
Bu çocuklar yetişkinlik dönemlerinde performans kaygılarına sahip olabilirler. Sürekli olarak takdir ve onay arayışı içinde olan bu bireyler, görevleri başlatmak yerine son dakikaya kadar erteleme eğilimi gösterebilirler. Bu durum, zaman içinde kökleşerek kronik bir erteleme alışkanlığına dönüşebilir.
Kronik erteleme sorunu yaşayan bireyler, genellikle işleri son teslim tarihine yaklaşana kadar başlatmazlar. Bu durum, sürekli artan stres ve sinirlilik hâline yol açabilir. Görevleri yerine getirmek için motive olmaya çalışsalar bile, bu motivasyonu sürdürmekte zorlanırlar. Eylemlerini ve dolayısıyla duygusal tepkilerini ertelemek, onların yaygın bir davranış biçimi haline gelir.
Erteleme Hastalığı Nedenleri Nelerdir?
Erteleme hastalığı, bireylerin davranışlarını ve karar alma süreçlerini etkileyen karmaşık bir sorundur. Bu durumun altında yatan nedenler, kişinin kişisel özellikleri, çevresel etkenler ve psikolojik dinamikler gibi çeşitli faktörlerle ilişkilendirilebilir. Erteleme hastalığının ortaya çıkmasında rol oynayan yaygın nedenler aşağıda detaylandırılmıştır:
- Motivasyon Eksikliği: Motivasyon, görevlere başlama ve onları tamamlama güdüsünü sağlar. Motivasyon eksikliği, bireyin görevleri yerine getirme konusunda gerekli enerji ve isteği bulamamasına yol açar.
- Zaman Yönetimi Sorunları: Etkili zaman yönetimi becerilerinin eksikliği, bireyin görevleri planlama ve önceliklendirme konusunda zorlanmasına neden olur. Bu durum, görevlerin sürekli ertelenmesine yol açabilir.
- Mükemmeliyetçilik: Aşırı mükemmeliyetçilik, bireyin hata yapma korkusuyla görevleri ertelemesine neden olabilir. Bu, özellikle görevlerin mükemmel bir şekilde tamamlanması gerektiğine dair içsel bir baskı hissettiğinde ortaya çıkar.
- Başarısızlık Korkusu: Başarısız olma korkusu, bireyin görevlere başlamaktan veya tamamlamaktan kaçınmasına sebep olabilir. Bu korku, genellikle düşük özsaygı ile ilişkilidir.
- Düşük Özsaygı: Düşük özsaygı, bireyin kendine olan güvenini ve başarıya ulaşabileceğine dair inancını azaltır. Bu durum, görevleri ertelemeye yol açabilir.
- Dikkat Dağıtıcı Unsurlar: Çevresel etmenler ve dikkat dağıtıcı unsurlar, bireyin odaklanmasını bozarak görevleri ertelemesine neden olabilir. Özellikle teknolojik aletler ve sosyal medya gibi unsurlar bu duruma katkıda bulunur.
- Alışkanlık Haline Gelme: Erteleme, zamanla bir alışkanlık haline gelebilir. Bu durumda, birey sürekli olarak görevleri ertelemeye meyilli hale gelir.
- Ertelemekten Zevk Alma: Bazı bireyler, ertelemenin getirdiği geçici rahatlama ve kaçınmadan dolayı bu davranıştan zevk alabilirler.
- Kişiliğe Uygun Olmayan İş Seçimi: Bireyin yetenekleri ve ilgi alanlarına uymayan işlerin seçilmesi, motivasyon eksikliğine ve sonuç olarak erteleme davranışına yol açabilir.
- Bilgi Eksikliği: Yapılacak iş hakkında yeterli bilgiye sahip olmamak, bireyin görevlere başlama konusunda tereddüt etmesine ve sonuç olarak erteleme yapmasına sebep olabilir.
Erteleme hastalığını anlamak ve bu davranışın üstesinden gelmek için, bu nedenlerin her birinin bireysel etkisini değerlendirmek ve buna yönelik stratejiler geliştirmek önemlidir. Bu süreç, kişisel gelişim için fırsatlar sunar ve bireyin hem kişisel hem de profesyonel yaşamında daha etkili olmasını sağlayabilir.
Erteleme Hastalığı ile Nasıl Başa Çıkılır?
Erteleme sorunu, günlük yaşamda verimliliği ve başarıyı olumsuz etkileyebilen yaygın bir sorundur. Bu sorunla başa çıkmak için izlenebilecek altı temel ipucu aşağıda genişletilmiş şekilde açıklanmıştır:
- Erteleme Davranışının Arkasındaki Asıl Sebebi Keşfedin: Erteleme davranışının altında yatan nedenleri anlamak, bu alışkanlığı kırmak için ilk adımdır. Motivasyon eksikliği, mükemmeliyetçilik, başarısızlık korkusu gibi psikolojik faktörlerin yanı sıra kişisel ve çevresel etmenler bu davranışın temelinde yatabilir. Kendi erteleme alışkanlıklarınızın kökenini anlamak, bu sorunu çözme yolunda size rehberlik edecektir.
- Zamanınızı Etkili Bir Şekilde Planlayın: Etkili zaman yönetimi, erteleme alışkanlığını kırmak için kritik öneme sahiptir. Günlük, haftalık ve aylık planlar yaparak görevlerinizi önceliklendirin ve her bir görev için gerçekçi zaman dilimleri belirleyin. Zamanınızı planlamak, görevlere odaklanmanızı ve onları zamanında tamamlamanızı kolaylaştıracaktır.
- Erteleme Sonucunda Karşılaşacağınız Sorunları Göz Önünde Bulundurun: Erteleme davranışının olası sonuçlarını düşünmek, bu alışkanlığa karşı motivasyonunuzu artırabilir. Uzun süreli stres, verimsizlik, başarısızlık ve diğer olumsuz sonuçları göz önünde bulundurarak, görevleri zamanında tamamlamanın önemini kavrayabilirsiniz.
- Kısa Çalışma ve Dinlenme Döngüleri Oluşturun: Görevler üzerinde uzun süre kesintisiz çalışmak yerine, kısa çalışma periyotları ve aralarında kısa dinlenme süreleri planlayın. Bu yöntem, odaklanmanızı artırabilir ve yorgunluğu azaltabilir. Örneğin, 25 dakika çalışıp 5 dakika mola vermek, daha sürdürülebilir bir çalışma rutini oluşturmanıza yardımcı olabilir.
- Kolay Görevlerle Başlayın: Karmaşık veya zor görevler yerine, daha kolay ve hızlı tamamlanabilecek görevlerle başlamak, çalışma sürecinize hız kazandırabilir. Küçük ve kolay görevleri tamamlamak, büyük görevlere geçiş yaparken kendinizi daha motive ve hazır hissetmenizi sağlar.
- Kendinizi Başarılarınız İçin Ödüllendirin: Görevleri zamanında tamamladığınızda kendinizi küçük ödüllerle teşvik edin. Bu, pozitif pekiştirme yoluyla motivasyonunuzu artırır ve gelecekteki görevleri ertelemekten kaçınmanıza yardımcı olur.
Erteleme sorununu aşmak, kişisel ve profesyonel yaşamda daha yüksek verimlilik ve başarı sağlar. Yukarıda belirtilen stratejiler, bu alışkanlığı kırmak ve daha etkili bir yaşam tarzı benimsemek için kullanışlı araçlar sunar.
İzmir Psikolog ve Terapi Merkezi