Obsesif Kompulsif Bozukluk Belirtileri ve Tedavisi

Obsesif Kompulsif Bozukluk Belirtileri ve Tedavisi

Obsesif kompulsif bozukluk (OKB), kişilerde tekrar eden davranışlara sebep olan ve takıntılı halleri yineleyici bir şekilde yapmaya sebep olan davranışların oluşturduğu bir kaygı bozukluğu hastalığıdır. Anksiyetenin bir başka türü olarak tanımlanan obsesif kompülsif bozukluk (OKB) diğer bir adı ile takıntı hastalığı kişiyi devamlı tekrarlanan düşüncelere ve bu düşüncelerin sonucu olarak da davranışlara iten bir rahatsızlıktır.

Obsesif kompülsif bozukluğu (OKB) tanısı konan kişiler, sürekli tekrarlanan kontrol edemedikleri ve strese sebep olan düşüncelerden ötürü rahatsız olurlar. Bu hastalığa sahip olan kişiler takıntılarının olağan olmadıklarının farkında olabilirler ancak bu duruma engel olamaz ve takıntıya sebep olan davranışlarını kontrol edemezler.

OKB, hastalığın seyrine göre ilaç ya da terapi ile tedavi edilebilir. Çoğu kez gündelik hayatın akışını bozan takıntılı davranışlar hastalığın belirtilerindendir. Özellikle çocukluk döneminde görülen obsesif kompulsif bozukluk, yaklaşık 7 ila 12 yaş aralığında başlamaktadır. Hastalığın nedenleri tam olarak anlaşılmamış olsa da, yapılan bilimsel araştırmalar hem genetik hem de çevresel faktörlerin bağlantılı olabileceğini göstermektedir. OKB her ne kadar nadiren görülen bir hastalık gibi düşünülse de son yıllardaki araştırmalar bu durumun tam aksini göstermektedir. Obsesif kompulsif bozukluğun her 100 kişinin 3’ünde görüldüğü belirlenmiştir.

OKB (obsesif kompülsif bozukluk) belirtileri arasında:

  • Kir, pislik ya da mikrop bulaşmasından sürekli sakınma
  • Tekrar tekrar duş alma ya da ellerini yıkama
  • Hata yapmaktan çekinme
  • Rezil olmaktan korkma
  • Başkasına zarar vermekten korkma
  • Simetri takıntısı
  • Mükemmeliyetçilik
  • Aşırı kuşku
  • Gündelik işleri gerçekleştirirken yüksek sesle sürekli sayı sayma
  • Birçok şeyi toplama, biriktirme
  • El sıkışmayı reddetme
  • Sürekli bir şeyleri düzenleme ihtiyacı

Tanım

Oluşturduğu kelimelerin anlamlarına bakıldığında obsesif kompulsif bozukluk birden çok anlam taşımaktadır. Obsesif kelime anlamı itibariyle; takıntılı düşünce anlamına gelmektedir. Kişi; sürekli tekrarlanan, yinelenen, takıntılı düşünce ve dürtüler sebebi ile gündelik yaşamında zorlayıcı durumlar yaşayabilmektedir. Kompulsif yani tekrarlayan davranışlar; saplantı haline gelmiş olan düşüncelerin irade dışı hareketler ile tekrar tekrar yapılması anlamını taşır. Evden çıkmadan önce açık kalan ışığı sürekli kontrol etmek, saatlerce el yıkamak, sürekli ev temizlemek, çizgilere basmadan yürümek gibi takıntılı davranışlar, obsesyon teşhisi için en belirgin belirtilerin başında gelmektedir.

Sanatta Obsesyon Teması

Edebiyatta Lady Macbeth, sinemada Jack Nicholson’un hayat verdiği Benden Bu Kadar filmindeki rolü ile Melvin Udall… Bu iki karakter konu obsesyon olunca sanat dünyasından psikiyatri dünyasına uzanan bir köprü niteliğinde. Shakespeare’in eşini öldürdükten sonra ellerindeki kanı temizleme takıntısını Macbeth’teki anlatısı ve sinemada Benden Bu Kadar filminde oynadığı titiz, takıntılı karakter ile hayat bulan Nicholson’un rolü; sanatta konu edinen OKB’a en iyi örneklerdendir.

Obsesif Kompulsif Bozuklukların Yaşama Etkisi

OKB tanısı olan hastalar toplum tarafından fark edildiğinde nasıl algılanacakları noktasında zorluk yaşarlar. Çoğu kişi alay konusu olacağını, kendisi ile dalga geçileceğini düşünür. Bu noktada aileye ve yakın arkadaş çevresine çok büyük sorumluluklar düşmektedir. OKB’li kişilere anlayış ile yaklaşmak ve bu hastalığın hangi davranışlara sebep olabileceği noktasında hastalara ılımlı yaklaşmak son derece önemlidir. Özellikle aile ve yakın arkadaş çevresi kişinin çevreye vereceği rahatsızlık düzeyindeki davranışlarının engellenemeyeceğini bilmek ve bu doğrultuda davranmak durumundadırlar. Bu anlayış hali hastaların tedavi süreçlerine yardımcı olmaktadır. Obsesyon halinin beynin karar veren mekanizmasında bozukluğa sebep olduğu bilinmektedir. Bilhassa mükemmeliyetçi ve detaylara dikkat eden kişilerde daha sık görüldüğü OKB genellikle çocukluk çağı travmalarından kaynaklanmaktadır.

Tedavi Yöntemleri

OKB gündelik hayatın işleyişini, kalitesini büyük oranda düşüren ve kişinin insan ilişkilerini, iş yaşamını olumsuz yönde etkileyen bir hastalıktır. Tedavisinde ise kullanılan birden çok yöntem bulunmaktadır. İleri düzeyde obsesyonu olan hastalar için ilaç tedavisi son derce etkilidir. İlaç tedavisinde bilhassa serotonin sistemi açısından etkili olan ilaçlar hastalığın tedavisinde oldukça faydalıdır. Genellikle ilaçların ciddi yan etkilerinin olmaması ile birlikte kimi zaman ilk günlerinde hafif bulantı, uykuda bozukluk, mide rahatsızlıkları, huzursuzluk gibi kalıcı olmayan yan etkiler de görülebilmektedir. İlacın etkisi kendini yaklaşık 10 hafta içerisinde göstermeye başlar. Eğer uygulanan ilaç tedavisi etkili olur ise gerekli zaman aralıklarında günlük doz miktarı arttırılarak en az iki sene devam edilmesi gerekir.

Obsesif tanısı konan kişiler kaygı veren düşüncelerden kaçarak baş etmeye çalışırlar. Terapi süreci tam da bu süreçte etkili olmaktadır. Davranış tedavilerinin uygulanmasında amaç; kişiyi kaygılandıran düşüncelerden uzaklaştırmak, karşı karşıya gelindiğinde kaygıyı azaltmak için meydana gelen tekrar eden davranışları engellemektir. Obsesif kompulsif bozukluk tedavisinde en çok başvurulan yöntemlerden biri de bilişsel davranışçı terapidir. Bilişsel davranışçı terapide amaçlanan; danışanların takıntılı ve rahatsız edici obsesif düşüncelerinin ve kompulsif davranışlarının neden olduğunu, hastalığa nelerin sebep olabileceğini anlayarak kişilerin hastalık ile mücadele etmelerine ve bu hastalığı yenmelerine yardımcı olmaktır. Bilişsel ve davranışçı terapi hastalığın tedavisinde çok önemli bir yer tutmaktadır. Kimi tedavi yöntemlerinde sadece ilaç tedavisi uygulanırken kimisinde ise hem ilaç hem de terapi yöntemleri uygulanmaktadır.

OKB’li kişilerin aileleri ve yakın çevresine düşen en önemli görev eğer aile bu durum ile baş edemez halde ise mutlaka bir uzmana başvurmalıdır. Kişi gündelik işlerini yerine getiremiyor, çoğunlukla kaygılı ise mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır.

Obsesif tanısı alan kişiler çoğu zaman kendilerini durduramaz haldedirler. Bu gibi durumlarda kişilere verilen öğüt ya da direktifler herhangi bir fayda sağlamamaktadır. Yapılacak olan en doğru destek içeren davranış onları bu durum ile yüzleştirmek ve bir uzman tarafından destek almalarını sağlamak olmalıdır.

× Size nasıl yardım edebilirim?